selamlar hanim efendiler Allahin rizasini kazanalim ,

gercek ciddi olan bayanlar yazsin kutsal emanette yapalim, Evliliğin uzun ömürlü olması için eş seçiminde gerekli titizliğin gösterilmesi gerekir. Nitekim Âişe (Radıyallâhu Anhâ)dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerifte Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz: "Sularınız için iyi yer seçin, zira şüphesiz kadınlar kendi erkek ve kız kardeşlerinin benzerlerini doğururlar" (Şüyûti, Câmi'u'l-eHâdîs, no:; Ali el-Körî, Ref'u'l-cünâh ve hafzu'l-ce-nâh, no: 12, sh:26) buyurarak evlenirken iyi seçim yapılmasını emretmiştir. Bu konuda en önde gelen vasıflar kuşkusuz dindarlık ve ahlâklı olmaktır. Gerek kız olsun gerek erkek olsun hayat arkadaşı aranırken dikkat edilmesi gereken en önemli vasfın dindarlık ve ahlâk olduğu âyet-i kerîme ve hadîs-i şeriflerin sarih beyanıyla bilinmiştir. Bunun yanında zenginlik, güzellik ve nesep (soy-sop) gibi diğer vasıflara ikinci sırada yer verilir. Hadîs-i şerifler bütün bu vasıfları bulunduran kadının en iyisi olduğunu ama her zaman en iyisini bulmanın mümkün olmayacağını, dolayısıyla bu vasıflardan birçoğu bulunamadığında sadece bir kaçıyla yetinmek gerekebileceğini, bu durumda ise dindarlık ve ahlâklı olmanın en önde gelen vasıflar olduğunu bildirmiş ve bu vasıfları taşımayana diğer vasıfların artı değil, eksi olabileceğine de işaret etmiştir. Nitekim Allâh-u Te'âlâ şöyle buyuruyor: "(Ey inananlar! Allâh'a) şirk koşan kadınları, kendileri iman edinceye kadar nikâhlamayın! İmanlı bir câriye (ile evlenmek), (güzelliği) sizi hayran bırakmış olsa da, (hür olan) bir müşrike (ile evlenmek)den elbette daha iyidir. Şirk koşan erkekleri de, kendileri iman edinceye kadar (Müslüman hanımlarla) evlendirmeyin. İmanlı bir köle (ile evlenmek, yakışıklılığı ve zenginliği) sizi hayran bırakmış olsa da, (hür olan) bir müşrik(le evlenmek)den elbette daha iyidir. (Zira) işte sana! O (şirk koşan erkek ve kadı)nlar o (cehennem) ateş(ine sürükleyen kâfirliğ)e çağırmakta (olduklarından, akrabalık irtibatına elverişli olmayan bir konumda)dırlar. Allâh ise, (müminlerle akrabalık kuranları) Kendi izni (muvaffak kılması ve kolaylaştırması) ile cennete ve mağfirete (kavuşturan inanç ve amellere, o imanlı kullar sayesinde) davet etmektedir. Bir de O, (emir ve yasaklarını bildiren delil ve) âyetlerini insanlara çokça beyan etmektedir, tâ ki onlar (akıllarına yerleştirilmiş bulunan, o faydalıyı tercih melekesiyle) iyice düşünebilsinler!" (Bakara Sûresi:221) Görüldüğü üzere; âyet-i kerîme dindar ve mümin bir câriyenin dînî olmayan hür bir kadından üstün olduğunu beyan ederken, eş seçiminde en önemli husûsiyetin din olduğunu açıkça beyan etmiştir. Dinin yanında dîne bağlı diğer vasıflar dîni tamamlayıcı olduğu için "Dindarlık" vasfının altında mülâhaza olunmuşlardır. Mesela namuslu olmak ve ahlâklı olmak dindar olan kişide bulunacak vasıfların en önde gelenlerinden olduğu için, birçok âyet-i kerîme ve hadîs-i şerifte ayrıca beyan edilmemişlerdir. Fakat bazı âyet-i kerîmeler buna işaret etmiştir. Nitekim Allâh-u Te'âlâ şöyle buyuruyor: "Kötü kadınlar (ve sözler) kötü erkeklere mahsustur, kötü erkekler de kötü kadınlara aittir. Temiz kadınlar da temiz erkeklere mahsustur, temiz erkekler de temiz kadınlara aittir. (Ancak bunların birbirleriyle evlenmeleri yakışık alır.) İşte sana! O (temizlerin temizi olan Habîbi-min nikâhı altında buluna)nlar, bun(ca münafık)arın söylemekte oldukları şeylerden tamamen temiz tutulmuşlardır. Onlar(ın beşeriyet gereği kaçınamadıkları günahları) için büyük bir mağfiret ve (kendileri için cennet nimetleri gibi) pek değerli yüce bir rızık vardır!" (Nûr Sûresi:26) Bu âyet-i kerîmelerden de anlaşılacağı üzere iman olmazsa evlenmek caiz olmaz. Namus ve ahlak gibi diğer vasıfları barındırmayan kişi ile evlenmek caiz ise de bu şekilde